Yaz aylarında denize ve havuza girenlerin sayısının artmasıyla, enfeksiyon belirtileriyle hastanelere gelenlerin sayısında da bir artış olduğunu belirten uzmanlar, bakteri, virüs ve parazitlerin oluşturduğu kirliliğe dikkat çekiyor. Bilhassa çocuk havuzlarının enfeksiyon bulaşması açısından daha riskli olduğunun altını çizen Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, havuz suyundan enfeksiyon bulaşmasının en kıymetli nedeninin havuzu kullanan şahıslardan kaynaklanan organik kirlenme olduğuna vurgu yapıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, havuz ve denizden bulaşabilecek enfeksiyonları ve bu çeşit enfeksiyonlara karşı korunma yollarını açıkladı.
Deniz ve havuzlar birçok bakteri, virüs ve parazit barındırıyor olabilir
Yaz aylarında denize ve havuza girenlerin sayısının artmasıyla, enfeksiyon belirtileriyle hastanelere gelenlerin sayısında da bir artış olduğunu belirten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Özellikle ortak kullanım alanı olan havuzlarda birçok bakteri, virüs ve parazit kirlilik yaratır. E.coli, Cryptosporidium, Giardia, Shigella üzere suya karışan mikroplar, suyun yutulması ile bireylerde ishale neden olur. A tipi bulaşıcı sarılık (Hepatit A) hastalığı da hasta insanların temas ettiği suların, ağızdan yahut burundan girmesi ya da yutulması ile bulaşabilir. Irmaklar ve denizler de misal biçimde kirlenebilir. Bu suların içilmesi ya da bedene temas etmesiyle ishal, teneffüs sistemi enfeksiyonları, kulak, göz ve cilt enfeksiyonları oluşabilir.” dedi.
Mantarların klorlu ortamlarda ölmeyen ve denizde yok olmayan organizmalar olduğuna dikkat çeken Mamçu, “Uygun bir ortam buldukları taktirde, bedenin çeşitli bölgelerine yerleşebilir ve hayatlarını sürdürebilirler. Klorda da bölünebildiklerinden, havuzdan bulaşmaları kolaydır. Bu aylarda sık görülen mantar hastalığı, genelde çeşitli pomatlarla tedavi edilebildiği için pek önemsenmez. Halbuki tedbiri alınmadığı taktirde şahsa büyük ölçüde rahatsızlık verebilmektedir. Ayrıca havuzlardaki klor, kimyasal konjonktivit dediğimiz göz enfeksiyonuna da neden olur.” açıklamasında bulundu.
Çocuk havuzlarında enfeksiyon riski daha fazla
Çocuk havuzlarının enfeksiyon bulaşması açısından biraz daha riskli olduğunun altını çizen Mamçu, “Çocukların dışkı ve idrar denetimlerinin daha az olması, oyun esnasında su yutma olasılıklarının daha fazla olması bunda en kıymetli etkendir. Bilhassa gereğince temizlenmeyen ve pak su sirkülasyonun nizamlı yapılmadığı havuzlardan enfeksiyonlar bulaşabilmektedir.” dedi.
Tesisler, istendiğinde paklık raporlarını gösterebilmeli
Sağlık Bakanlığı tarafından açık ve kapalı havuzlarda, aqua parklarda, termal havuzlarda ve bunun üzere emsal yapılarda, yüzme havuzlarının tabi olacağı sıhhat asılları belirlendiğini hatırlatan Mamçu, “Havuz suyundan numune alma işi Halk Sıhhati Müdürlüğü yahut numune alma konusunda akredite olmuş ve bakanlıkça yetkilendirilmiş kamu kurum yahut kuruluşları ile özel laboratuvarlar tarafından yapılır. Havuz suları hem fizikî hem kimyasal tahlile tabi tutularak raporlanır ve ilgili mevzuata uygun bulunanların faaliyetine müsaade verilir. Turistik tesislerdeki havuzların denetimleri Turizm Bakanlığı’nın kontrol yetkisinde olup, periyodik bakım ve havuz suyu tahlil raporlarının istendiğinde gösterilebilmesi gerekir.” biçiminde konuştu.
Enfeksiyonların birincil nedeni organik kirlenme
Havuz suyundan enfeksiyon bulaşmasının en kıymetli nedeninin havuzu kullanan şahıslardan kaynaklanan organik kirlenme olduğuna vurgu yapan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, bunun dışında ultraviyole ışınının gelmediği karanlık ortamlarda ve durağan sularda üreyen mikroorganizmaların da enfeksiyon kaynağı olabileceğine dikkat çekti.
Bu çeşit enfeksiyonlara karşı kesinlikle tedbir alınması gerektiğini belirten Mamçu, alınabilecek tedbirleri şöyle sıraladı:
-Temizlik ve hijyen açısından havuza girmeden evvel duş alınmalı, tuvalet kullanımı olduysa kesinlikle sabunlu su ile eller yıkanmalı.
-Herhangi bir hastalık belirtisi ya da bulaşıcı enfeksiyonu olan şahıslar, ortak havuzları kullanmamalı.
-Kişiler yüzme gözlükleri ile suya girerek gözlerinin suyla olan temasını engellemeli.
-Mümkün olduğunca su yutmaktan kaçınılmalı.
-Havuzdan çıktıktan sonra pak su ile duş alınmalı ya da ağız pak suyla çalkalanarak gözler de tekrar pak suyla yıkanmalı.
-Açık yarası olan şahıslar, bu yaranın su geçirmez bandaj ile kapatılması sonrasında havuza girmeli.
-Ateş, bulantı, kusma, ishal, gözlerde kızarıklık, genital bölgede yara, kaşıntı üzere durumlarda bir sıhhat kuruluşuna başvurulmalı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın