KULAĞINIZDAKİ BU SİNYALLERE ‘KULAK VERİN’, YOKSA!
Kulaklarınızda basınç hissediyor, günden güne değişen işitme kaybı yaşıyor, kulağınıza deniz kabuğu tutmuşçasına hışırtı ve uğultu duyuyor, uzun müddetli baş dönmesi krizleriyle boğuşuyor, ataklar sırasında kendinizi saatlerce lunaparkta roller coaster’a (hız treni) binmiş üzere mi hissediyorsunuz! Bu sinyallere kulak vermenizde yarar var! Çünkü günlük ömrün koşuşturmacasında görmezden geldiğiniz ya da doktora başvurmayı ötelediğiniz bu şikayetler başınıza çok büyük problemler açabilir! Acıbadem Taksim Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil kişinin ömür kalitesini azaltan bu hastalığın tedavisinde günlük tuz tüketimini azaltmaktan cerrahi formüllere kadar pek çok seçeneğin olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Arif Ulubil, toplumda ismi çok duyulmamış Meniere hastalığını anlattı, kıymetli ihtarlar ve tekliflerde bulundu.
“Meniere” işitme kaybı yahut vertigoya yol açan bir iç kulak hastalığı. İç kulakta oluşan çok sıvı basıncı, bölgede bulunan tüylü hücrelerin fonksiyonunu bozarak kulak içi zarların yırtılmasına ve akabinde karışmaması gereken sıvıların birbiri ile temasına neden olarak baş dönmesi ataklarına yol açıyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları (KBB) Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil, bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, birtakım durumlarda baş travması yahut orta/ iç kulak enfeksiyonları ile ilişkilendirildiğini belirterek “Genellikle sorun, iç kulak sıvı boşaltımını sağlayan endolenfatik kanal denilen yapının dar olmasından kaynaklanıyor. Alerjiler ve otoimmün bozukluklar da hastalığa neden olabiliyor” diyor.
Bu şikayetlerle kendini gösterebiliyor!
İşitme kaybı, vertigo (baş dönmesi) ve kulakta çınlamanın Meniere hastalığının esas göstergelerinden olabildiğini belirten Prof. Dr. Arif Ulubil şöyle konuşuyor: “İşitme kaybı çoklukla yalnızca kulağın bir adedini etkilerken, hastalığın erken evrelerinde hafif yahut günden güne şiddeti değişen halde yaşanıyor, sonraki kademelerde şiddetli ve kalıcı hale gelebiliyor. Hastaların, bir motor sesi ya da deniz kabuğunun kulakta oluşturduğu ses biçiminde tanım ettiği çınlama yani tıptaki ismiyle tinnitus şikayetine de sıklıkla rastlanıyor. Birçok hasta ayrıyeten kulaklarında basınç yahut dolgunluk yaşıyor ve basınç ekseriyetle baş dönmesi öncesinde yahut sırasında artıyor. Tedavinin düzenlenmesinde bu basıncın takibi büyük ehemmiyet taşıyor. En çok külfet yaratan şikayetlerden biri de baş dönmesi yani vertigo oluyor. Baş dönmesi ataklarına sıklıkla mide bulantısı ve kusma eşlik ediyor. Beklenmedik bir halde gelip giden vertigo atağı yatıştıktan uzun müddet sonra bile yorgunluk yahut dengesizlik hissi sürebiliyor. Tipik bir Meniere atağı saatlerce sürebiliyor.”
Tedavide birinci adım tuz tüketimini azaltmak!
Meniere hastalığında basamak tedavisi sistemi izleniyor yani en kolay diyet değişikliklerinden başlanıyor ve süreç karmaşık iç kulak cerrahilerine kadar ilerleyebiliyor. Hastalık ile bağlı baş dönmesinin ekseriyetle çok büyük oranda ilaçlar ve diyet değişiklikleri ile denetim edilebildiğini belirten Prof. Dr. Arif Ulubil “Tuzu azaltmak, iç kulak sıvısını düşük tutmaya ve baş dönmesini önlemeye yardımcı oluyor. Düşük tuzlu bir diyet; yiyeceğe tuz eklememek, hazır besinlerden kaçınmak ve besin etiketlerini okuyarak sodyum alımını kısıtlamayı içeriyor” diyor. Diyetten yarar sağlanamazsa medikal tedavi usulleri ve enjeksiyon tedavisi uygulandığını kaydeden Prof. Dr. Arif Ulubil, daha ileri boyutta ise cerrahi metot gerekebildiğini söylüyor.
Endolenfatik Kese Cerrahisi yüz güldürüyor
Cerrahi usulün fakat öbür tedbirler başarısız olduğunda bir seçenek olduğuna dikkat çeken KBB Uzmanı Prof. Dr. Arif Ulubil “Cerrahi tedavi birtakım hastalarda gerekebilir. Cerrahi prosedürler, Meniere hastalığında sık görülen vertigo nöbetlerini ortadan kaldırabilir lakin işitme kaybını güzelleştirecek bir ameliyat usulü şimdi bulunmuyor. Yeni operasyon tekniklerinden “Endolenfatik Kese Cerrahisi” ile hastalık büyük oranda denetim altına alınıyor, atak sıklıkları çok azalıyor ve hastanın işitme duyusu korunuyor” diyor. Bu ameliyat tekniği çok özellikli olduğu için çok az tabip tarafından uygulanıyor fakat ilaç tedavisinden fayda göremeyen kümedeki hastalarda yüzde 70 oranında başarılı sonuçlar almak mümkün oluyor.
Prof. Dr. Arif Ulubil ameliyat metoduna ise hastanın yaşı ve sıhhati, tıbbi durumu ve işitme durumuna nazaran karar verildiğini söylüyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın