Bir bayanın yumurtalığındaki yumurta sayısının en fazla olduğu devrin, anne karnında olduğu devir olduğunun altını çizen VM Medical Park Ankara Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, “Bu periyotta 6-7 milyon civarında olan yumurta sayısı, doğumda 1-2 milyona, âdetin başladığı devirde ise 300-500 bine kadar azalır. 35 yaşından sonra ise bu durum daha süratli ilerler” dedi.
VM Medical Park Ankara Hastanesi Bayan Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, yumurtalık rezervi hakkında açıklamalarda bulundu. Yumurtalık rezervinin tarifini yapan Prof. Dr. Kaygusuz, “Yumurtalık rezervi; bir bayanın yumurtalıklarında bulunan foliküllerin (yumurtaların) sayısal olarak ölçüsünü ve kalitesini söz eder. Doğurganlığın başlamasından itibaren her ay sabit halde yumurta hücresi kaybı olur. Lakin 35 yaşından sonra bu durum daha süratli bir formda ilerler. Yıllar içerisinde yumurtaların bitmesiyle menopoz süreci başlar” diye konuştu.
YUMURTALIK REZERVİNİ KIYMETLENDİRME YÖNTEMLERİ
Yumurtalık rezervini nasıl değerlendirilebileceğine değinen Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, şu bilgileri paylaştı:
- “Adetin 2. ya da 3. günü hormon analizi olarak da bilinen kanda FSH ve E2 bakılması bilinen en eski yumurta rezerv testleridir. FSH bedeli 10’dan büyükse bu yumurtalık rezervinin azalmış olduğunu gösterir.
- Adetin kaçıncı gününde verildiğinden bağımsız olarak yumurta rezervini gerçek halde gösteren öteki kan testimiz ise AMH testidir. 1,1-3 ortası olağan olarak kıymetlendirilir.
- Vajinal yol ile yapılan ultrasonda yumurta sayımı ise yumurtalık rezervini en uygun ve yanlışsız gösteren bir metottur. Her iki yumurtalıktaki yumurta sayısının 8’den az olması, yumurtalık rezervinin azaldığı manasına gelmektedir.”
DOĞURGANLIĞI ETKİLER
Düşük over (yumurtalık) rezervi durumundan bahseden Prof. Dr. Kaygusuz, “Azalmış over rezervi; doğurganlığı azaltan bir durumdur. Bayanların resen ya da tedaviyle hamile kalma talihini azaltır. Düşük rezervli bayanların birçoklarının adetleri sistemlidir. Testler üretkenliğin ne vakit sona ereceğini net olarak öngöremezler, fakat olağan dışı pahalara sahip olan bayanlara gebelik planları varsa bunu çok ileri bir tarihe ertelemekten kaçınmaları önerilebilir. İnfertilite (kısırlık) araştırmasına başlanabilir. Ayrıyeten bu değerlendirmenin sonuçlarına bağlı olarak infertilite tedavisi için uygulanacak usul hakkında ve kişinin gebe kalma bahtı hakkında kıymetli bilgiler elde edilebilmektedir” sözlerini kullandı.
AKDENİZ TİPİ BESLENME TERCİH EDİLEBİLİR
Yumurta rezervini belirleyen en değerli faktörün genetik yatkınlığımız olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İkbal Kaygusuz, “Yumurtalıklarımızda başlangıçtaki yani anne karnındaki (intrauterin hayat) yumurta sayımız en belirleyici faktördür. Fakat sigara, alkol, kafein tüketimi, berbat beslenme, gerilim ve fazla kilo üzere durumlar yumurtalık rezervini tüketimini hızlandırabilir. Bu durumda yumurtalık rezervini artıramasak da tüketimi azaltmak için sigara, alkol kullanmamalı, Akdeniz tipi beslenmeli, D vitamin eksikliğimiz varsa destek almalı ve gerilimden uzak durmalıyız” diyerek kelamlarını noktaladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bir yanıt bırakın